Seninle uzun bir sohbet tadında bir yazı yazmak istiyorum bugün: “Kamu diplomasisi faaliyetleri nelerdir?” desen de ben bunu somut verilerle, gerçek insan hikâyeleriyle, küçük sürprizlerle süsleyerek ele almak isterim. Hazırsan gel — elimizde bir harita var; birlikte adım adım izleyelim. — 🎒 Giriş: Bir kahveyle başlayan merak yolculuğu Gece yarısı uyku bastırırken aklıma geldi: “Bir ülke kendini nasıl anlatır? Sadece büyükelçilikler, resmi belgelerle mi?” İşte o soru beni bu yazıya itti. Kamu diplomasisi, dış politikanın “arkaplan sedası”dır — görünmeyeni şekillendirir. Sana söyleyeyim mi: bir ülkeyi anlatmak, bir insanı anlatmaya benzer; ne yalnızca fotoğrafla, ne yalnızca cümleyle tamamlanır. Hem veriler, hem…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Regresyon (Gerileme) Nedir? Felsefi Bir Bakışla Ele Alınışı Filozofun Bakışı: Gerileme, İnsan Olmanın Bir Parçası Mıdır? Felsefe, varoluşun anlamını, insanın doğasını ve insanın karşılaştığı zorlukları anlamaya çalışan bir düşünsel süreçtir. Bu noktada, hayatın akışı içinde deneyimlediğimiz regrese olmuş bir düşünce, davranış veya ruh hali insanlık haliyle bağlantılı mıdır? Regresyon, kelime anlamıyla gerileme, geri gitme veya bir önceki seviyeye dönme anlamına gelir. Ancak, psikolojik ve felsefi açıdan gerileme, sadece bir geri dönüş değil, insanın varoluşsal bir noktada takılı kalması veya daha derin bir boyutta sorgulaması anlamına gelebilir. Hegel’in tarihsel gelişim görüşünden, Nietzsche’nin güç ve irade anlayışına kadar, regresyon olgusu düşünürlerin insanlık…
Yorum BırakKendini Büyük Gören, Büyüklenen ve Gururlu Kişiye Ne Denir? Sosyolojik Bir Analiz Toplumsal Gözlemin Sessiz Başlangıcı Bir sosyolog olarak insan davranışlarını gözlemlerken, bireylerin birbirine nasıl baktığı, kimin “büyük” kimin “küçük” görüldüğü sorusu hep dikkatimi çeker. Sokakta yürüyen, toplu taşımada oturan ya da sosyal medyada paylaşım yapan insanlar arasında, bir tür görünmez hiyerarşi vardır. Kimileri bu hiyerarşinin tepesinde olmayı hak ettiğini düşünür. Bu kişilere toplumda genellikle “kibirli”, “gururlu” ya da “büyüklenen” denir. Ancak bu kelimelerin ardında sadece bireysel bir özellik değil, derin bir toplumsal yapı gizlidir. Kendini Büyük Görme Olgusu: Toplumsal Bir Yansıma Kendini büyük gören kişi, genellikle kendi değerini başkalarının…
Yorum BırakHasret Türküsü Kime Aittir? Toplumsal Yapıların Kalbinde Bir Özlem Bir sosyolog olarak, insan topluluklarını incelerken en çok dikkatimi çeken şey, duyguların nasıl kolektif bir hafızaya dönüştüğüdür. Hasret — yalnızca bireysel bir duygu değildir; bir toplumun tarih boyunca taşıdığı ortak bir sızıdır. Bu nedenle “Hasret Türküsü” dediğimizde, yalnız bir melodiden değil, toplumun iç dinamiklerinden, kadın ve erkek rollerinin şekillendirdiği duygusal dünyalardan, kültürel aktarımın derin katmanlarından söz ederiz. Peki Hasret Türküsü kime aittir? Bu sorunun cevabı, sadece bir sanatçının ismine değil, bir milletin sosyolojik belleğine de dokunur. — Hasret Türküsü’nün Kökeni: Bir Duygunun Halktaki Karşılığı “Hasret Türküsü”, Türk halk müziğinde en çok…
Yorum BırakGymnosperm ve Angiospermler Arasındaki Farklar: Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir Yolculuk Doğaya baktığımızda, her bir yaprağın, dalın ve çiçeğin ardında karmaşık bir evrimsel hikâye gizlidir. Ben, bu hikâyelerin farklı yönlerini keşfetmeyi seven bir doğa meraklısı olarak, bugün sizi bitkiler dünyasının en köklü rekabetlerinden birine davet ediyorum: Gymnospermler ve Angiospermler arasındaki farklara. Bu yazıda konuyu yalnızca botanik terimlerle sınırlı tutmayacağız; aynı zamanda farklı düşünce biçimlerinin bu konuya nasıl yaklaştığını da birlikte tartışacağız. Belki yazının sonunda, doğaya bakış açınız tamamen değişir… — Temeller: Gymnosperm ve Angiosperm Nedir? Öncelikle kısaca tanımlayalım: Gymnospermler (Açık tohumlular), tohumlarını meyve içinde korumayan bitkilerdir. Tohumlar genellikle kozalak gibi…
Yorum BırakGözatmak mı, Göz Atmak mı? – Bir Psikoloğun Meraklı Merceğinden İnsan Zihninin İnce Nüansları Bir psikolog olarak, kelimelerin insan davranışları üzerindeki etkisine sık sık hayran kalırım. Çünkü dil, yalnızca iletişim aracı değil; aynı zamanda zihnimizin, dikkatimizin ve duygularımızın bir aynasıdır. Bugün sizlerle basit görünen ama zihinsel derinliği olan bir konuyu inceleyeceğiz: “Gözatmak mı” yoksa “göz atmak mı?” Hangisi doğru, hangisi bize daha çok şey anlatıyor? Aslında mesele yalnızca yazım hatası değil; dikkat, farkındalık ve duygusal bağlantı arasındaki ince çizgide gizli bir psikolojik tablo. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Dikkatin Dansı Bilişsel psikoloji açısından baktığımızda, “göz atmak” fiili yüzeysel dikkatle ilişkilidir. İnsan zihni…
Yorum BırakAşkım Kapışmak Aslen Nereli? Kökenlerin İzinde, Bugünün Yansımaları ve Yarınların İhtimalleri Kısa cevap: Yaygın biyografi kaynaklarına göre Aşkım Kapışmak İstanbul doğumlu. Bir insanın “nereli” olduğu basit bir nüfus bilgisi gibi görünse de, hikâyelerin başladığı yer çoğu zaman düşünce biçimimizi, dilimizi, ritmimizi ve dünyayla kurduğumuz bağı da anlatır. Ben de bu yazıda, Aşkım Kapışmak’ın kökenini bir merak notu olmaktan çıkarıp, İstanbul’un katmanlı kültürüyle ve günümüzün dönüşen iletişim iklimiyle birlikte okumaya davet ediyorum. Hadi, bir grup arkadaş gibi masaya oturalım; hem veriye dayalı bilgiyi netleştirelim hem de “nerelilik” denen kavramın bugüne ve yarına nasıl yansıdığını konuşalım. — Kısa Cevap: Aşkım Kapışmak Aslen…
Yorum BırakGörelik, Görecelik Ne Demek? Edebiyatın Değişken Gerçeklikleri Üzerine Bir İnceleme Kelimelerin Gücüyle Başlayan Bir Yolculuk Bir edebiyatçı için her kelime bir evrendir. Her cümle, anlamın sınırlarını yeniden çizer. Görelik ve görecelik kavramları da bu evrenin merkezinde, insanın hakikati nasıl algıladığıyla ilgilidir. Edebiyat, mutlak doğruların değil; farklı bakışların, değişen anlamların sanatıdır. Bir karakterin gözünden anlatılan dünya, başka bir gözde tamamen farklı bir renge bürünür. İşte bu yüzden, edebiyat aslında bir görecelik manifestosudur — çünkü her hikâye, anlatıcısının aynasında yeniden şekillenir. Görelik ve Göreceliğin Anlamsal Katmanları Felsefede “görelik”, bir şeyin değerinin veya anlamının başka bir şeye bağlı olarak değişmesi anlamına gelir. Edebiyat…
Yorum BırakGördes Hangi İlin? Mekân, Bilgi ve Varlık Üzerine Felsefi Bir Deneme Bir filozofun gözünden bakıldığında, en basit sorular bile derin bir düşünsel kapı aralar. “Gördes hangi ilin?” sorusu da bu türdendir. Yalnızca coğrafi bir konum sormaz; aynı zamanda aitlik, bilgi ve varlık üzerine düşünmeye davet eder. Çünkü her yer, bir yeri işaret ettiği kadar, o yerle kurduğumuz anlam ilişkisini de açıklar. Gördes, Manisa iline bağlı bir ilçedir; ama bu bilgi, yalnızca bir harita verisi değildir — bir ontolojik ve epistemolojik olgunun ipucudur. Bilgi (Epistemoloji) Boyutu: Gördes’i Bilmek Ne Demektir? “Gördes hangi ilin?” sorusunun ilk katmanı, bilgiye ulaşma süreciyle ilgilidir. Epistemoloji…
Yorum BırakGuatr Olunca Ne Olur? Tarihten Günümüze Bir Hastalığın Toplumsal Serüveni Bir tarihçi olarak geçmişe baktığımda, insan bedeninin hastalıklarla verdiği mücadele her zaman bir toplumun aynası olmuştur. Guatr, yalnızca bir tıbbi sorun değil; aynı zamanda bir çağın beslenme düzenini, ekonomik yapısını ve hatta kültürel alışkanlıklarını da yansıtan bir hikâyedir. Tarih boyunca boynun ortasında belirgin bir şişlik olarak karşımıza çıkan bu hastalık, hem bireylerin yaşamlarını hem de toplumların sağlık politikalarını şekillendirmiştir. Guatrın Tarihsel Kökeni Guatr, tiroit bezinin büyümesi sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Ancak bu tanım modern tıbbın diliyle yapılmış bir açıklamadır. Antik çağlarda, özellikle de Çin, Mısır ve Anadolu medeniyetlerinde, guatrın nedenleri…
Yorum Bırak